Robert Hertz elektromanyetik dalgaların varlığını ispatlamak için metal yüzeyine ışık göndermişti.
Robert Hertz deneyinde metal yüzeyinden kopan elektronlar olduğunu fark etti.
Robert Hertz deneyleri tekrarladığında her seferinde aynı kaynaktan çıkan farklı şidette ışıklar gönderdi ve koparılan elektronların kinetik enerjilerinin sabit kaldığını gördü.Işığın dalga modeline göre ışık şiddeti arttıkça ışığın enerjisi de artıyor olmalıydı.
En nihayetinde kurtarıcı meleğimiz Einstein 1904 yılında ışığın tanecikli yapıda olduğunu ve ışığın enerjisinin(E) Plank Sabiti (h) ile frekansının (f) çarpımına eşit olduğunu söyleyerek Max Plank'in Kara Cisim Işıması probleminde de söylediği gibi Işığın yalnızca belli değerleri alabileceğini söyledi.
Einstein E=h*f denkleminde frekansının ışık hızının dalga boyuna oranı olarak bulmuş ve....
Yerine koyarsak:
(c = ışık hızı)
Bugün bildiğimiz foton ismi Fotoelektrik Olay neticesinde doğmuş ve bu ismi verek kişi de Gilbert Lewis'tir.
---"Fotoelektrik Olayda metalden koparılan elektronlara fotoelektron denilmektedir."
Peki bunca yaygara sadece teorik mi?
--"Hayır"
Bugün kullanilan bircok teknoloji Fotoelektrik etkiyle konrtol edilmekte.Örneğin:
LDR ışığa duyarlı dirençler
Sokak Lambaları
Lüxmetreler
Vs. Bunun gibi daha çok örnekler bulmak mümkün.
Gelelim Fotoelektrik Etkini Kralına
Fotosel Lambalar:
Fotosel Lambalar Işığın enerjisinden faydalanarak akım tamalama veya akımı kesmek için kullanılır.
Aslında bir çeşit transistör örneği denilebilir.
Fotosel Lambalar Genellikle Karşınıza sokak lambalarında çıkmakta ama sizi temin ederim eğer lise öğrencisi iseniz sokaklardan daha çok sorularda karşınıza çıkacaktır.
